"Ayaktakımı mı? Pekâlâ ben ayaktakımındanım!"

1871 Paris Komünü'nde proleterlerin varoşlarda haykırdığı devrimci bir türküden.

Bundan tam 134 yıl önce de burjuvazi, proleterleri "ayaktakımı" yerine koyuyordu... proleterler de kendilerine yalnızca sefaleti sunan bu topluma yönelik tiksintilerini bir ayaklanmayla (1871 Paris Komünü) ortaya koyarak cevap verdiler buna.

Bugün kapitalist toplum, biz proleterleri, şiddetli sefaletin ve cansıkıntısının mutlak hakimler olarak hükümranlıklarını sürdürdüğü çöplük-sitelere tıkıyor, balık istifi yığıyor. Bu aynı toplum bizi yalnızca tepe tepe kullanacağı işçiler olarak görüyor, bizleri toplumun alt tabakası olarak kabul ediyor ve kafamızı kaldırmaya cür'et ettiğimizde de, bizleri o pek kibirli cumhuriyetlerinin döküntüleri olarak, ayaktakımı olarak niteliyor ve reddediyorlar.

"Ayaktakımı mı? Pekâlâ ben ayaktakımındanım!"

Yıl 2005... bugün Fransa'nın 300'e yakın yerel yönetim çevresinin mahallelerindeki yangınlarda Berlin'deki, Brüksel'deki, Barselona'daki, Yunanistan'daki... proleterler kendilerini görüyor, kendilerini buluyorlar.

Belediyelere, bankalara, posta idaresine, adliye saraylarına, sosyal sigorta kurumlarına, iş ve işçi bulma kurumlarına, depolara, mağazalara, ulaştırma merkezlerine... saldırılar var.

Proleter Arkadaş,

yoksulluğumuzun, sömürülmemizin, sınıf kardeşlerimizin katledilmesinin (buna "cansıkıcı hata" diyorlar), hep daha ağır mahkûmiyetlerin, aramızdan bazılarının günlük yaşamın dışına atılmalarının sorumlusu olan ve onları koruyan özel mülkiyettir, metalardır, kurumlarıdır.

Devlet bizleri yoksul semtlere, fabrikalara, okullara kapatmak için her şeyi yapıyor: "yaşadığımız" bu yerler arasında uzun mesafeler oluşturuyor, sonra ulaştırma, polisler, toplumsal yardım görevlileri ve diğer "yakın çevre" toplumsal-aynasızlar, alıklaştıran/sersemleştiren okulsal, sportif faaliyetler ve daha niceleri...

Proleter Arkadaş,

bu çitleri aş, tıkıldığın o kenar mahallelerden çık! Arjantin'e bak: oradaki proleterler ekonomiyi felce uğratarak ve baskılara karşı saldırılarını örgütleyerek her şeyi engellemek için farklı semtlerden çıkıp birleştiler.

İş başındaki ya da yedekteki siyasetçiler, sağdan olduğu gibi soldan da, gazeteciler ve bütün diğer resmî yalan erbabı, dernekçiler, "Saygın Kenar Mahalle"nin rezil ikbal avcıları, imamlar... hepsi, bilmem hangi alçak bakanın istifasının ya da gelecek seçimlere yığınsal katılımın işleri değiştireceğine inandırmaya çalışırlar bizleri; hepsi bizleri daha çabuk mezbahaya sürüklemek için yurttaş uysallığımızı satın almaya çabalarlar.

"Sürekli, sağlam" bir işi olan Proleter Kardeş, ya sen?! "Toplumsal asansör"e bindiği söylenen sen... her katında artan sömürünün ya da işsizliğin seni beklediğini; gelecek ayaklanmalarının katlarında toplum polislerinin, "çelik kuvvetler"in daha şimdiden seni beklediğini unutma! Bugün gözlerinin önünde cereyan eden bu olaylardaki "ayaktakımı" aşağılamasında sakın devlete katılma! Sokağa inmeye cesaret edenlerin ezilmesine ortak olma!

Devletin bize kabul ettirmek, zorla benimsettirmek istediği genç/yaşlı, kenar mahalleli/kentli, göçmen/safkan fransız... bölünmelerine tek bir ses olarak cevap veriyoruz: "Ayaktakımı mı? Pekâlâ hepimiz ayaktakımındanız!"

Bizi yıkanı yıkalım, yok edelim! Öyle ki bu toplumun yalnızca külleri kalsın!

Devletin şiddetine karşı proleter şiddeti çıkartalım! Kenar mahallelerden çıkalım, sermaye ve devletine karşı kendimizi savunmak için örgütlenelim!

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

B.P. 33 - Saint-Gilles (BRU) 3 - 1060 Bruxelles - Belçika
 www.geocities.com/icgcikg/turkish - icgcikg[at]yahoo.com
Yoldaş, bu bildiriyi kısmen ya da tamamen kopya etmekte tereddüt etme; bu bildiri, bizzat kendi kölelik koşullarını ortadan kaldırmak için mücadele eden, yaşayan bir sınıfın ifadesidir. Kasım-2005.